Sektörel gelişmeyi teşvik etmek amacıyla TOBB tarafından kurulan ve Türkiye Sektör Meclisleri bünyesinde faaliyet gösteren “İlaç Sanayi Meclisi”, yeni yönetimini seçti.
İlaç endüstrisinden firma ve sivil toplum kuruluşlarının yetkililerinin yer aldığı İlaç Sanayi Meclisi, kamu – özel sektör işbirliğinin geliştirilmesi ve ilaç endüstrisinin ülke ekonomisinde hak ettiği seviyeye gelmesi için sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek.
TOBB bünyesindeki “Türkiye Sektör Meclisleri” kapsamında faaliyet gösteren “Türkiye İlaç Sanayi Meclisi” Başkan ve Başkan Yardımcılarını seçti. Başkanlığına Diafarma İlaç San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Celayir, Meclis Başkan Yardımcılıklarına ise İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Genel Sekreter Vekili Dr. Ümit Dereli ile Bilim İlaç’ta koordinatör olarak görev yapan Ömer Yıldız’ın seçildiği İlaç Sanayi Meclisi, Türkiye İlaç Sanayi’nin sorunlarına çözüm bulmak ve endüstrinin sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmak için çalışmalar gerçekleştirecek.
TOBB’a bağlı 11 sektör meclisinde yapılan Başkanlık Divanı seçimleri sonucunda İlaç Sanayi Meclisi’nin Başkan Yardımcılığına seçilen AİFD Genel Sekreter Vekili Dr. Ümit Dereli; Türk insanının yeni, yenilikçi ve orijinal ilaç ve tedavilere erişimini sağlamak ve ülkemizde sağlık sorunlarına etkin çözümler bulunmasına katkıda bulunmak amacıyla, Türkiye’de faaliyet gösteren araştırmacı ilaç firmaları tarafından 2003 yılında kurulan AİFD’nin, kuruluşunun 13. Yılında 41 üyesi ile birlikte ülkeye, topluma ve yaşama değer katan faaliyetler yürüttüğünü belirtti.
İlaç değer zincirinin tüm aktörleri ile istişare ve işbirliği içerisinde hareket etmeye verdikleri önemin altını çizen Dr. Ümit Dereli, İlaç Sanayi Meclisi’nin önemli bir diyalog platformu teşkil ederek, endüstrinin “Ortak akıl” geliştirmesine büyük katkı sağlayacağına inandıklarını vurguladı. AİFD çatısı altında çok değerli bir bilgi birikimini ve uluslararası deneyimi bir araya getirdiklerini ve Türkiye’de hastaların yenilikçi ilaç ve tedavilere erişiminin güçlenmesi için çalıştıklarını ifade eden Dr. Dereli, Türkiye’de herkes için değer üreten, “Sürdürülebilir bir ilaç eko-sisteminin” tesis edilebilmesi için, endüstrinin değer zincirinin tüm paydaşlarının bir araya gelerek, “Pozitif gündem” yoluyla, ortak sorunlara ortak çözümler geliştirmek zorunda olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında AR&GE ve inovasyon ile değer oluşturan ilaç endüstrisinin öncü, kilit ve stratejik bir rol oynayacağını ifade eden Dr. Dereli, son yıllarda Hükümet ve politika yapıcıların tüm dokümanlarında ilaç endüstrisinin stratejik bir sektör olarak konumlandığına dikkat çekti. Endüstrinin sahip olduğu bu kilit potansiyelin, uzun vadeli, öngörülebilir ve sürdürülebilir politikalarla desteklenerek hayata geçirildiği takdirde, yenilikçi ilaç sanayinin, Türkiye’yi 2023’te Avrasya ve Afrika coğrafyasının parlayan yıldızı konumuna taşıyacağına inandığını belirtti.
Türkiye’nin, bugün toplamda 300 milyar dolar civarında ilaç ithalatı yapan Avrupa, Rusya, Orta Doğu, K. Afrika, Orta Asya ve Kafkaslar bölgelerinin tam ortasında, stratejik bir konumda yer aldığını ve ülkemizin, yeni ilaç ve tedaviler için AR-GE ve yüksek katma değerli üretim yapabilecek, bölgesinin artan sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilecek, hatta ilaç sektöründe bölgesel rolüyle yetinmeyip, global bir oyuncu olabilecek potansiyele, bilgi birikimine ve altyapıya fazlasıyla sahip olduğunu belirten Ümit Dereli, “Türkiye toplamda 8 milyar dolarlık ihracat potansiyeli ile komşu ülkelerin kilit hizmet ve ilaç tedarikçisi olabilir” dedi.
Teknoloji yoğun ve katma değeri yüksek ürünler üreten, global ölçekte önemli AR&GE yatırımları çeken, ileri teknolojili ve büyük ölçekli ihracat yapabilen, cari açık ve dış ticaret dengesine olumlu katkıda bulunan bir ilaç ekosistemini ülkemizde oluşturmanın mümkün olduğunu ifade eden Dr. Dereli, ilaç sektörü için öngörülebilir, şeffaf ve istikrarlı politikaların uygulandığı, yenilikçiliğin desteklendiği ve küresel rekabet gücü yüksek bir yatırım ortamı sağlandığı takdirde, hiç şüphesiz, Türkiye sahip olduğu bu güçlü potansiyeli dinamiğe çevirerek bölgesinin üretim, AR&GE, yatırım, yönetim ve ihracat merkezi haline gelebilir” dedi. Özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından günümüzde çok konuşulan “Orta Gelir Tuzağı”ndan çıkış için ilaç endüstrisinin oynayabileceği role dikkat çeken Ümit Dereli, Güney Kore örneğini vererek, ileri teknoloji, inovasyon ve AR&GE’ye dayanan ilaç endüstrisinin Türkiye ekonomisinin yapısal dönüşümüne katkıda bulunarak, bir üst lige yükselmesine liderlik edebileceğini vurguladı.
Sürdürülebilir büyüme ve kalkınmaya destek vermek ve tüm dünya ile rekabet edebilecek küresel bir güç olmak için, ilaç endüstrisi olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını ekleyen Dr. Dereli, AİFD’nin TOBB İlaç Sanayi Meclisi içerisinde tüm paydaşlarıyla birlikte çalışarak sağlık sektörü ve ilaç endüstrisinin yapısal sorunlarına yapısal çözümler önermeye devam edeceklerini belirtti.