Zade Vital başarısıyla gündeme gelmeye devam ediyor!

Sektörün öncü firmaları arasında yer alan Zade Vital, “Yılın Sağlıklı Yaşam Markası ve Yılın Besin Destekleri Markası” ödülüne layık görülmüş bir marka… Zade Vital, gerek ülkemiz topraklarından çıkma olan ürünleriyle, gerek yeni oluşturduğu Miniza Çocuk serisiyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Zade Vital Genel Müdürü Çağlan Kuruner, firmanın başarı hikâyesini ve geleceğe yönelik planlarını sizler için anlattı…

Sayın Kuruner, iş yaşamınızda sağlık sektörünün önde gelen firmalarında görev yaptınız. Yine bu doğrultuda piyasanın en değerli markalarından olan Zade Vital ailesine katıldınız. Helvacızade Şirketler Grubu çatısı altında olmak nasıl bir duygu?
Helvacızade Şirketler Grubu, 135 yıllık geçmişe sahip güçlü ve ülkemiz için oldukça önemli bir firma. 2012 yılında aileye katılan Zade Vital markası ile tüm dünyanın odağında olan Wellness ve iyi yaşam dinamiklerinin Türkiye’deki ilk ve en önemli uygulayıcılarından biri oldu. Köklü bir aile şirketi olmanın birikimini bilimle birleştiren Helvacızade Şirketler Grubu, alanının en iyileri olan profesyonellerden oluşan ekibiyle sektöre değer katmaya devam ediyor.

Uzun yıllar sağlık sektöründe farklı firmalarda farklı görevler aldım. Bu süreçte de, işim ve yaşam biçimim gereği iyi yaşam trendlerini ve besin takviyesi pazarını yakından takip ediyordum. Zade Vital ve Helvacızade Şirketler Grubu hep ilgi odağımda olan bir kurum ve markaydı. Helvacızade Şirketler Grubu gibi kuvvetli geçmişe sahip, üniversitelerle ele ele yürüyen, bilimi ve akademik çalışmaları destekleyen, ülkemize değerli çalışmalar sunan bu aileye katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 

Sizce Zade Vital markasının başarısı neyle doğru orantılı?
Pandemiyle birlikte bu süreçte gıda takviyeleri herkes için önemli bir konuma taşındı ve hastalanmadan önce sağlığın korunması konusunda farkındalık arttı. Markamız da bu konuda öncül adımlar atıp duyarlılık oluşturmak adına oldukça önemli çalışmalara imza attı, atmaya da devam ediyor. Çörek otu, aspir çiçeği ve kudret narı gibi ülkemizin değerli bitkisel kaynaklarını bilimsel yöntemler ışığında son teknoloji tesislerde işleyerek sağlık alanında tüketicilere ulaştırıyor ve ihraç da ediyoruz. Böylelikle Zade Vital sayesinde uluslararası arenada Türk tohumlarına ve Türkiye’deki gıda takviyelerinin kalitesine olan farkındalık her geçen gün artıyor. Bu açıdan ele aldığımızda Zade Vital’in hem tarıma, hem ülke istihdamına, hem de ekonominin kalkınmasına odaklandığını ve bu alanlarda katma değer sağladığını açıkça görüyoruz.

Vitamin, prebiyotik gibi ilaç dışı ecza ürünlerinin kullanımını hangi durumlarda öneriyorsunuz? Bu gibi takviyelerin alımında herhangi bir kriter var mı?
Tüm takviye edici gıdalar mutlaka doktor ve eczacıların kontrol ve tavsiyesi doğrultusunda kullanılmalı ve eczaneler kanalıyla satılan GMP dediğimiz “İyi üretim uygulamalarında” üretilmiş kaliteli ürünler tercih edilmelidir.

GMP standartlarının önemine değindiniz, bir doktor olarak bize bunun öneminden daha detaylı bahsedebilir misiniz?Öncelikle, bu önemli konuya bir hekim olarak değinecek olursam, günümüzde maalesef gıda takviyesi adı altında pek çok merdiven altı ürünlerle karşılaşabiliyoruz. Sağlık destek ürünlerinden beklenen etkiyi almak ve en önemlisi vücudumuzda olumsuz etki göstermelerinin önüne geçmek için kaliteli hammadde kullanıldığına, doğru yöntemlerle üretildiğine, yetkili kurumlar tarafından denetlendiğine ve belli standartlara sahip olduğuna dikkat etmek zorundayız. Zade Vital olarak bizim tüm ürünlerimiz GMP yani iyi üretim uygulamaları standartlarına uygun olarak üretiliyor. Tüketicilere tercih ettikleri ürünlerin etiketlerinde aramalarını önerdiğim GMP standartları pek çok sektörde, özellikle insan sağlığına etki edebilecek gıda, ilaç, kozmetik ve medikal gibi sektörlerde ürünlerin hangi şartlarda üretilmesi gerektiği konusunda rehberlik ediyor.

Doğal yağlarda dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri ise, Zade Vital’ in yaptığı gibi Cold Press (Soğuk Pres) yöntemiyle elde ediliyor olması. Üretim aşaması sırasında hiçbir kimyasal madde kullanılmayan Cold Press yöntemi, yağların içeriğindeki besinsel özelliğinin korunmasını sağlıyor. Bu sayede, yağların çıkarılmasında da ısı uygulanmıyor; böylelikle ürünün doğal besin maddeleri ile tedavi edici etki sağlayan yararlı bileşenleri en iyi şekilde korunuyor.

Birçok ebeveyn, çocuklar için üretilen destek ürünlerini kullanırken içeriği, etkileri, doğallığı gibi birçok faktörle ilgili olarak kaygı taşıyor. Bu doğrultuda Zade Vital Miniza Çocuk Serisi adında bir ürün grubu oluşturduğunu biliyoruz. Çocuklarda takviye edici gıda seçiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Çocuklara özel geliştirdiğimiz sıvı formdaki Yer Fıstığı ve Çörek Otu Yağı ile zenginleştirilen Omega 3 balık yağı ve destek ürünlerinden oluşan Miniza Serisi ile Türkiye’de ve dünyada bir ilke imza attık. Miniza serisi; Omega 3 Balık Yağı, Omega 3 Yer Fıstığı ve Omega 3 Çörek Otu Yağı gibi içeriklerin öneminin yanı sıra Miniza Multi, Miniza Power ve Miniza Sistifix ürünleriyle de çocukların vazgeçilmez destekçisi oluyor. Seride yer alan Yer Fıstıklı Omega 3 Balık Yağı iştahsızlığın giderilmesini desteklerken, Çörek Otlu Omega 3 Balık Yağı ise alerjik çocuklara destek sağlıyor.  Miniza Multi sağlıklı büyümede desteklenmesi gereken vitaminlere, Miniza Sistifix üriner fonksiyonların korunmasında, Miniza Power ise bağışıklığın dengelenmesinde rol oynuyor.
Çocuklar için besin takviyesi seçiminde Sağlık Bakanlığı onaylı olması ve GMP standartlarına uygun şekilde üretilmesi de çok önemli. Bunun yanı sıra, özellikle balık yağı seçerken EPA/DHA oranının yaşa ve ihtiyaca uygun planlanmış olması gerekli diyebiliriz.

Ürünlerinizin yalnızca doktor ve eczacı kontrolünde alınabiliyor olması oldukça güçlü bir özellik. Bu tarz destek ürünlerini kullanan çok sayıda insan olduğu gibi güvenilir bulmayan, tercih etmeyen kişiler de mevcut. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Aslında insan sağlığı; sağlıklı beslenmek, düzenli yaşam ve stresten uzak kalmak ile doğru orantılı. Ancak takdir edersiniz ki günümüz yaşam koşullarında stresten uzak kalmak, doğal ve sağlıklı beslenmek gittikçe zorlaşıyor. Bu nedenle zaman zaman vitamin ve mineral eksikliklerini gidermek ve metabolizmayı desteklemek için gıda takviyelerine ihtiyaç oluyor. Bu noktada kaliteli hammadde kullanan, bilimsel ve güvenilir koşullarda üretilip denetlenen besin takviyelerini tercih etmek gerekiyor.

Özellikle daha önce de değindiğim gibi, GMP dediğimiz iyi üretim koşullarında üretilmiş olması da çok önem arz ediyor. Hatta, aynı miktarda isim olarak aynı etken maddeyi kullansanız bile sırf üretim şartlarındaki kalite farkından dolayı üründen aynı faydayı göremeyebilirsiniz. Bu nedenle gıda takviyelerinde mutlaka kaliteli ürünlerin tercih edilmesi taraftarıyım.

Zade Vital’de üretimi yapılan ürünlerin ülkemiz topraklarından çıkma olduğunu biliyoruz. Bu yönden değerlendirdiğimizde, markanızın küresel anlamda Türkiye’nin prestiji açısından olumlu etkiler oluşturduğunu söyleyebilir miyiz?
Ülkemiz bereketli toprakları, endemik ve etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi bitki türleri ile adeta bir cennet. Son yıllarda iyi yaşam (wellness) felsefesinin daha fazla kişi tarafından benimsenmesi ile tüm dünyada besin takviyelerine yönelik çok ciddi bir ilgi ve talep artışı var.

Türk tohumlarını, üstün  teknolojiye sahip uluslararası standartlardaki tesislerimizde işleyerek, Amerika başta olmak üzere 20 ülkeye ihraç ediyoruz. Bir bakıma ülkemizin zenginliklerine dair bilinirliğin artmasını sağlıyoruz. Üniversiteler ile işbirliği yaparak, GMP standartlarında üretim yapıyor olmamızın yanı sıra ürün kalitemiz ve özellikle soğuk sıkım yöntemi ile üretim yapmamız ile yurt dışında da tercih sebebiyiz diyebilirim.