Polifarma Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Kumrulu: “Türkiye’nin ilk yerli üç odalı parenteral beslenme solüsyonunu PolAr-Ge’deki çalışma arkadaşlarımız ile birlikte ürettik. EU GMP Sertifikamızı aldıktan sonra bu ürünümüzün Avrupa’ya ihracatına başlayacağız.”
Polifarma’nın kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
Polifarma’nın kuruluş hikayesinde Türkiye sevdası yatıyor. 1979 yılında kurucumuz ve sevgili eşim merhum Eczacı Necdet Kumrulu, Ordu’da Memleketim Eczanesi’ni kurarak iş hayatına başlıyor. “Serum hastanenin olmazsa olmazı, neden bu pazarın hâkimi bir Türk marka değil” diyerek, İstanbul’a geliyor ve 1983 yılında Aroma İlaç’ı kuruyor. 1986 yılında Polifarma İlaç’ı satın alıp bugünün temellerini atıyor. Kurucumuz Necdet Kumrulu’nun hayallerini 2016 yılında serum alanında pazar lideri olarak gerçekleştirmeyi başardık.
Bugün, Tekirdağ Ergene’de bulunan 77 bin metrekare alana kurulu üretim tesisimizde, yıllık 350 milyon kutu üretim kapasitesine ve aynı anda Cam/PVC, PP, BFS, flakon, ampul (liyofilize ve likit), PFS formlarında üretim kabiliyetine sahibiz. 11 farklı teröpatik alanda tüm formlarda 466 ruhsatlı ürünümüz bulunuyor. Kalite bizim için en önemli konuların başında geliyor. En yüksek sağlık standartlarında ve çevreye duyarlı olarak ürettiğimiz ürünlerle, topluma en iyi yaşam kalitesini sunmak için büyük bir tutkuyla çalışıyoruz. Ürünlerimizin hammadde tedariğini EU GMP sertifikalı tedarikçilerden yapıyoruz. Hammadde tedariğinde, FDA hammadde standartlarına uygun hareket ediyoruz. Şu anda 46 farklı ülkeye markalı ihracat yapıyoruz. Hastane ilaçları ve serum alanında Türkiye’nin en çok tercih edilen markasıyız.
Ar-Ge Merkeziniz ne zaman kuruldu? Burada yaptığınız çalışmalar konusunda bilgi verir misiniz?
Sanayi Bakanlığı onaylı Ar-Ge merkeziyiz. 2017 yılında kurulan POL Ar-Ge Merkezimiz, şu an 2000 m2 alanda, yaklaşık 50 kişilik bir ekiple çalışmalarını sürdürüyor. 2019 yılı başından bu yana, Türkiye‘de ve Dünya’da ilk jenerik olacak ürün çalışmalarına ağırlık verdik. Bu kapsamda sadece global firmaların etken madde üreticisi olup başka firmalara satış yapmadıkları moleküllerin sentez çalışmalarında yoğunlaştık.
Mevcut formlara yenilikçi dozaj formlarını eklemek üzerine çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımıza dünyada tablet formunda olan ilaçlarda üretim teknolojimizin avantajını kullanarak, parenteral / enjektabl çözelti veya içilebilir çözelti formlarında ürün geliştirmeyi ve ülkemize ithal edilen ve/veya yurt dışında olmasına rağmen ülkemize ilerleyen yıllarda getirilecek olan ilaçların üretimi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Herhangi bir teşvik ve desteğe bağlı kalmadan tamamen öz sermayemizle yatırım yapan bir şirketiz. Biliyoruz ki; Ar-Ge yatırımı yapmayan şirketlerin ömürleri çok uzun olmuyor. Yatırım yapan şirketler ise kısa vadede avantajlı konuma geçebiliyor. Bunun için pazar dinamiklerine önem veren bir Ar-Ge birimimiz var. 2019 yılı verilerine göre Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan ilk 15 firma içerisindeyiz, 2020 için ilk 10 firma içerisinde olacağımızı öngörüyoruz.
Ar-Ge alanındaki son dönem çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Ticaret Bakanlığı onayında, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından düzenlenen 9. Kimya Ar-Ge Proje Pazarı Etkinliği’nde “Koronavirüse Karşı Etkinliği Yüksek Olan Favipiravir’in Stabil Oral Çözelti Formunun Dünyada İlk Kez Geliştirilmesi” Ar-Ge çalışması ile “İlaç” kategorisinde birinciliğe layık görüldük. Polifarma İlaç bünyesinde faaliyet gösteren Aroma İlaç, Covid-19’un tedavisi için dünyada bir ilk olan oral çözelti formundaki ürünün üretimini gerçekleştirdi. Bu çalışma için TÜBİTAK ile işbirliği yürüten Aroma İlaç, Favipiravir’in tablet formunun yanı sıra oral çözelti formu ile iki farklı tedavi kürünün üretimini gerçekleştirdi. Gerek ileri düzey gerekse hafif seyreden vakalarda kullanılabilen ilacın hem Türkiye hem dünya patent başvuruları yapıldı, ruhsat süreci ise devam ediyor.
Solunum yolunda problem yaşayan, tablet yutma zorluğu yaşayan, entübe olan hastaların ilaçları kullanma zorluklarını gidermek için bilgi birikimimizi ve teknolojimizi kullanarak enjektabl ve içilebilir formda Covid-19 ürünleri geliştirdik. Bu ürünlerimizin bazıları dünyada ilk defa geliştirilen form oldular. Fikri haklarımızı ve menfaatlerimizi korumak üzere patent müracaatımızı yaptık.
Covid-19 pandemisinde ürünlerimize olan talep büyük bir ivmeyle arttı. Bu süreçte İngiltere, Fransa, İspanya gibi Avrupa ülkelerine ürün göndermenin gururunu yaşadık. Bu ülkelerin sağlık bakanlıklarından gelen ek bilimsel çalışma ve raporlamalarına hızlı aksiyonlarla yanıt verdik. Bu taleplerin şirketimize, son teknoloji ile donatılmış üretim tesisimize ve ürünlerimize olan güvenin bir yansıması.
Ar-Ge çalışmalarınız sonucu ortaya çıkan ürünlerden ihraç ettikleriniz var mı?
Türkiye’nin ilk yerli üç odalı parenteral beslenme solüsyonunu Pol Ar-Ge’deki çalışma arkadaşlarımızla birlikte ürettik. Ürünümüz, Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi’nin (FDA) lipid bitmiş ürünler için kalite standartı olarak belirlediği 10 ayrı testin hepsinden başarıyla geçti. Türkiye’nin ilk yerli üç odalı parenteral beslenme solüsyonu, yoğun bakım, ameliyat sonrası ve oral yoldan beslenemeyenler hastalar için kullanılan bu ürünümüzü Ortadoğu ve Afrika bölgelerine ihraç ediyoruz. EU GMP Sertifikamızı aldıktan sonra bu ürünümüzün Avrupa’ya ihracatına başlayacağız.
Bunun yanı sıra global ilaç endüstrisine yön veren Japonya ile ilaç etken maddesi sentezi ve molekül keşfi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede Japonya’da 2 molekül için sözleşmelerimiz imzaladık. Klinik çalışmalar devam ediyor.
İmza attığınız ilkler var mı?
Yüzde 100 yerli sermayeli Polifarma olarak IV (damar yolu) ilaç ve serum alanında 34 yıllık bir geçmişimizin verdiği deneyimle birçok ilke imza attık. Türkiye’nin ilk lipid ürününü geliştirdik, ilk IV NK-1 blokörünü, ilk üç odacıklı beslenme solüsyonunu ve periton diyalizi alanında dünyanın ilk SAPD cihazını ürettik. Bu cihazla İlacın Oscar’ları olarak bilinen Altın Havan ödüllerinde 2019 yılı “İlaç Dışı İnovasyon” ödülünü kazandık. Ayrıca Türkiye’de hiçbir ilaç şirketinde olmayan “Parametrik Serbest Bırakma” onayını aldık. Ayrıca Türkiye’nin önde gelen araştırma kuruluşları ve üniversiteler ile iş birlikteliklerimiz de sürüyor. Global firmalar tarafından ithal edilen ve devlete yıllık maliyeti 2 milyar TL üzerinde olan 15’e yakın ilacın geliştirme süreçlerinde TÜBİTAK ile proje ortaklığımız bulunuyor.
Hedefleriniz neler?
2021’de startını vereceğimiz projelerimizin FDA başvurusunu 2022 yılında yapacağız. Bu projelerle ülkemizin ilaç sektöründe geldiği seviyeyi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Yakın dönem hedefimizi ise; 46 ülkeye gerçekleştirdiğimiz markalı ihracatımızı artırarak uluslararası pazarlarda büyümek olarak açıklayabiliriz.