Öztürk: “Doğru beslenme ile osteoporozun önüne geçmek mümkün”
Kemik kalitesi ve yoğunluğunun azalması ile kemiklerin kırılgan hale gelmesine neden olan osteoporozu (kemik erimesi) doğru beslenme ile durdurmak ya da önlemenin mümkün olduğunu biliyor musunuz? Daha az kemik dokusuna sahip oldukları için kadınların osteoporoza yakalanma riskinin yüksek olduğu biliniyor. Uluslararası Osteoporoz Vakfı verilerine göre dünyada 200 milyon kadının ortak derdi olan osteoporoz, 60-70 yaşlarındaki kadınların üçte biri, 80 yaşlarındaki kadınların ise üçte ikisinde görülüyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk doğru beslenme ile osteoporozun önüne geçmenin mümkün olduğunu söylüyor. Kalsiyum, magnezyum ve mineral açısından zengin olan besinlerin kemik yapısını güçlendirmeye fayda sağladığını belirten Doç. Dr. Çağatay Öztürk, bu besinler ve içerikleri hakkında şunları söylüyor; “Kemik sağlığı için en önemli mineral kalsiyumdur. Bu nedenle kemik erimesinden koruyan en önemli besinler de süt ve süt ürünleridir. Peynir ve diğer süt ürünleri kalsiyum bakımından zengin içeriğe sahiptir. Bunun yanı sıra yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuruyemiş, D vitamini içeren gıdalar ve tahıl bakımından zengin besinler de kemik erimesini korumak için tüketilmesi gereken besinlerdir.” Kemik Erimesini Önlemek için 10 Temel Adım Doç. Dr. Çağatay Öztürk kemik erimesini önlemek için yapılması gereken 10 temel maddeyi şöyle sıralıyor;
• Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içeren kayısı tüketmek,
• Vücuttaki D vitaminini aktif hale getirmek için en az 15 dakika güneş ışığından faydalanmak,
• Her gün D vitamini kaynağı yumurta sarısı tüketmek, • Çay, kahve gibi kafein içeren içeceklerden uzak durmak,
• A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olan ve bol miktarda kalsiyum içeren brokoli, marul gibi yeşil sebzeler tüketmek,
• Kalsiyum ve D vitamini deposu süt içmek, • Haftada iki gün kalsiyum bakımından zengin olan istiridye, karides gibi deniz ürünlerini tüketmek,
• Kemik erimesine neden olan proteolitik enzimleri azaltıcı etkisi bulunan üzüm çekirdeği özütü tüketmek,
• Sigara ve alkolden uzak durmak,
• İdrarla kalsiyum atılımını artırarak kemiklerdeki kalsiyum miktarını azaltan tuzu azaltmak…
Osteoporozun vücudumuzda en çok omurgamızı etkilediğini belirten Doç. Dr. Çağatay Öztürk; “Osteoporotik kemiklerdeki kırıklar sıklıkla omurga, kalça ve el bileğini içerir. Kalça ve el bileğindeki osteoporotik kırıkların aksine omurgadaki kırıklar sıklıkla düşme veya travma ile ilişkili değildir.” diyor. Vücutta sessizce ilerleyen ve kırık oluşmadığı sürece belirti vermeyen osteoporoz vakalarının sadece yüzde 30’u klinik şikayetler ile belirlenirken, geri kalan kısmın çoğu rastlantısal olarak saptanıyor. Hastalığın yaygın bulguları ise bel ve sırt ağrıları, boyda kısalma, omurgada kırık, sırtta kamburlaşma olarak ortaya çıkıyor.