Frost & Sullivan analistlerine göre yaptırımlara rağmen İran ekonomisi de İran sağlık sektörü de sürekli bir büyüme gösterecek.
Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık gruplarından Frost & Sullivan’ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre genç nüfusu ile Ortadoğu’nun en kalabalık ülkelerinden biri olan İran’ın sağlık hizmetleri sektörünü sürekli gelişen bir gelecek bekliyor. İran’ın 75 milyonu aşkın nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasının 35 yaş altında olduğunu ifade eden Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, doğal kaynak zengini olan ülkenin petrol ve gaz rezervlerinden doğan çok büyük bir varlığa sahip olduğunu, yaptırımlara rağmen, önümüzdeki 10 yıl içerisinde GSYİH’nin ortalama yüzde 2.4 büyümeye devam edeceğini öngörüyorlar. Sağlık Hizmetlerinde Önemli Reformlar Yapılıyor İran’ın genç nüfusu haricinde uzun dönemli yatırım potansiyeli açısından da Ortadoğu ve Afrika ülkeleri arasında 15. sırada yer aldığı ve sağlık hizmetleri reformları konusunda da sıralamada iyi bir konumda bulunduğunu ifade eden Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, genç nüfus ve sektördeki gelişim olanağı bakımından özel sektörde, ilaç piyasalarında, sağlık tesisleri ve tıbbi cihazlardaki yatırımlarda artış görüleceğinin altını çiziyorlar. Analistler, İran’ın ilaç pazarının 2011 yılında 3.26 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini, 2014 yılına kadar kadar yüzde 13’lük YBBO (CAGR/yıllık bileşik büyüme oranı) ve ardından yüzde 8’lik büyüme tahminiyle yüzde 7.6’lık artış göstererek 3.51 milyar ABD dolarına yükseleceğini belirtiyorlar. Bununla birlikte, enflasyon dikkate alındığında İran’ın yüzde 11’ine denk gelen bir YBBO ile ilaç harcamalarının 2019’da 4.14 milyar ABD doları düzeyinde olması bekleniyor.
Uzmanlaşmış Tıbba İhtiyaç Var İran, tıbbi ilaçların yüzde 90’ını üretiyor ve İran Sağlık Bakanlığı 4 yıl içinde kendi kendine yeterli olabilmek gibi iddialı bir hedef belirlemiş bulunuyor. Buna ek olarak, daha yüksek teknoloji ürünleri ve cihazların bulunmaması nedeniyle İran’ın yerel üretimi genel olarak jenerik ilaçlara odaklanıyor. Ülkede jenerik ilaç üreten 70’ten fazla İran menşeli ilaç şirketi bulunuyor. Diğer yandan, Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre İran’da özel tıp alanındaki eksiklik Hint ve Çin ürünleri için fırsat oluşturuyor. Fakat bu ürünler kaliteli ürünler olmamakla birlikte genellikle yan etkilere sahip bulunuyor.
İran’ın ilaç piyasasında, Avrupa ve Amerika markaları daha öncelikli olacak şekilde uzmanlaşmış tıbba büyük bir ihtiyaç duyuluyor. Analistler, İran ilaç endüstrisi ülke nüfusundan daha hızlı bir şekilde büyüyeceği için artan nüfusa bağlı olarak yüksek kaliteli ilaca olan ihtiyaç nedeniyle İran’ın büyük ölçüde ithalata yöneleceğini ileri sürüyorlar. Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, İran sağlık hizmetleri sektörünün 2011 yılında 26.44 milyar dolar düzeyine ulaştığını ve yüzde 6.4 büyüyerek 2012’de 28.12 milyar dolara yükseldiğine işaret ediyorlar. Bununla birlikte, cepten yapılan sağlık harcamaları (OOP), çevre ülkelerle karşılaştırıldığında yüzde 55 oranla çok yüksek bir düzeyde seyrediyor. Araştırmalar, İran’daki ölümlerin yüzde 45’inin kardiyovasküler hastalıklardan, yüzde 18’inin özelikle genç nüfus arasında daha fazla sakatlıklara ve yaralanmalara yol olan trafik kazalarından, yüzde 6’sının neonatal ve solunumla ilgili hastalıkların takip ettiği yüzde 14 oranındaki kanserden kaynaklanan ölümler olduğunu ortaya koyuyor. Kardiyovasküler bozukluklar, diyabet bozuklukları, osteoporoz, beslenme ve psikolojik bozukluklarda da artış görülüyor. Ayrıca solunum ve kanserle ilgili vakalarda da önemli bir artış kaydediliyor.
Uzmanlara göre 2009 yılında akciğer kanseri, bildirilen toplam kanser sayısının yüzde 14.3’ünü oluştururken, bu oranın 2030 yılında yüzde 18’e yükselmesi öngörülüyor. Ayrıca HIV/AIDS vakalarıyla yakından ilgili olan uyuşturucu bağımlılığı problemlerinin, nüfusun yüzde 3 ila 5’ini etkilediği de belirtiliyor. Frost & Sullivan’a göre, belirtilen bu nedenlerden dolayı İran’da sağlık hizmetleriyle ilgili sorunlara daha iyi çözümler sunan daha gelişmiş bir tıp sistemine ve tıbbi ürünlere ihtiyaç duyan büyük bir nüfus bulunuyor. Sağlık Sektörüne Yoğun Yatırım Yapılıyor Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, İran’da tıbbi cihazlar endüstrisi 2011’de 901 milyon ABD doları düzeyindeyken yüzde 7 artarak 2012’de 964 milyon dolara yükseldiğini belirtiyorlar. Hükümet, hizmetlerini ve olanaklarını modernize etmek ve sağlık hizmeti endüstrisini geliştirmek için sağlık sektörüne yoğun bir yatırımda bulunuyor. Hızlı bir şekilde artan hastane yatak sayısının yüzde 10’u özel sektör tarafından karşılanıyor, ancak özel harcamalar, harcanan toplam paranın yüzde 20’sine denk geliyor.
Tıbbi cihazlar endüstrisi ise yüzde 88’den fazla bir oranla ithalata bağımlı bulunuyor. Analistler, İran’ın iç piyasasının, şırınga, iğne ve katerler, diş hekimliği araçları ve bağlantı parçalarının yanı sıra ortopedik aletler gibi sadece temel sarf malzemelerinin üretimini yapabilecek nitelikte olduğuna dikkat çekiyorlar. İthalat, 2011 yılı itibariyle 785.3 milyon dolar olarak belirtiliyor. İthalatın yüzde 70.4’ü ise Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda ve piyasaya hakim olan İngiltere’den yapılıyor. İthalatın büyük bölümünü sarf malzemeleri ve tanısal görüntüleme cihazları oluşturuyor. Frost & Sullivan analistlerine göre iç pazarın yeterli olmaması nedeniyle, tıbbi cihazlar sektöründe özel cihazlar pazarındaki eksikliği gidermeyi amaçlayan gelişmekte olan bir sektör göze çarpıyor. 2012 yılında 919.5 milyon dolar düzeyinde olan bu pazarın, 2017 itibariyle 1.053 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Sağlıkta reform ihtiyacını farkeden İran hükümeti, Irak-İran savaşı sonrasında 1990’dan başlayarak personel, hastane yatakları ve tesislerin sayısını arttırmaya, altyapı ve hizmetleri iyileştirmeye odaklanmış gelişme planlarını uygulamaya koymuş bulunuyor. Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre bu girişim aynı zamanda yabancı yatırımları çekme ve artırma vizyonuyla ilgili bir süreç olarak önem kazanıyor. Buna bağlı olarak İran, devlet sağlık sigortası ve sosyal refah sistemlerindeki reformlara da büyük önem veriyor. Nitekim İran’da savaş sonrası 1992 yılında her 3.120 kişi başına bir doktor düşerken, 2012 yılı itibariyle büyük bir gelişmeyle her 845 kişi için bir doktor düşüyor. Bununla birlikte, sağlık sigortalarının çoğu devlet tarafından sağlanıyor ve hizmetlerin niteliği ödenen prime göre değişiyor.
Ayrıca İran ordusu, İran Ulusal Petrol Şirketi ve Melli Bankası’nın kendilerine ait yüksek kaliteli hastaneleri bulunuyor. Daha varlıklı İranlılar da daha nitelikli hastanelerden yararlanıyor. 2001’den itibaren İran’da özel sigorta sistemlerinin kurulmasına izin veren bir kanun kabul edilmiş bulunuyor. Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre İran’da özel sağlık hizmetlerinin 20 yıldan daha fazla bir zamandan beri eksik olması nedeniyle sektörün önünde çok büyük bir gelişme alanı bulunuyor. Analistler, uzun bekleme sıraları ve tesislerin yetersizliğinin söz konusu olduğu genel sağlık hizmetleri sektöründe verimlilik eksikliğinin bulunmasının, özel sağlık tesislerini giderek daha fazla cazip bir hale getirdiğinin altını çiziyorlar. Sağlık Turizmi Hızla Gelişiyor Sağlık turizminin İran’da büyümekte olan bir piyasa olduğunu belirten Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, sadece 2012 yılı itibariyle 2011’in iki katına ulaşarak 1.5 milyar dolardan daha fazla gelir elde eden İran’ın 200.000 sağlık turistine ev sahipliği yaptığına dikkat çekiyorlar. Bir önceki yıla kıyasla toplam sağlık turisti sayısı yüzde 135 artarak, 2013’ün ilk yarısında 85.670’den fazla kişi İran’ı ziyaret etmiş bulunuyor.
Sağlık turistleri Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, Türkiye, Kuveyt, Umman, Hindistan ve Pakistan’dan geliyor ve özellikle Azerbaycanlı ve Ummanlı turist sayısının hızlı bir şekilde artacağı tahmin ediliyor. Ziyaretlerin çoğu transplant, göz, ortopedi ve diş hekimliği amacıyla İran’ı tercih ediyor. Bu alanlarda İran, düşük maliyetlerle yüksek kalitede uzmanlık sunuyor. Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleriyle ve Güneydoğu Asya’daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, İran maliyet rekabetçi bir konumda bulunuyor. İran hükümeti sağlık turizmindeki fırsatların farkında olarak daha iyi hizmet sunmak amacıyla altyapısına yatırım yapıyor. Örneğin Azerbaycanlı turistler için tıbbi hizmetler sınırda sağlanıyor. Sağlık turistlerini sınırdan alarak uygun sağlık tesislerine götürmek için taksi hizmetleri de sunuluyor. İran, özellikle Körfez ülkelerinden hastalara hizmet eden, İslam dünyasından gelen sağlık turistlerinin merkezi haline gelmeye odaklanmış bulunuyor. Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre savaştan sonra İran’ın sağlık hizmetleri sektörü hızlı bir şekilde gelişiyor ve ülke çok önemli büyüme alanları ve yatırım fırsatlarına ev sahipliği yapıyor. Yaptırımlar, sağlık hizmetleri pazarının büyümesini etkilemekle birlikte, analistler İran’ın, sadece İranlılara değil, düşük maliyetli fakat yüksek kaliteli hizmet arayışıyla gelen sağlık turistlerine de yüksek kaliteli hizmetler sunmaya çalışarak rakipleri arasından sıyrılmak için büyük bir çaba gösterdiğine vurgu yapıyorlar.