Eczanede küçük bir maliyetle büyük değişim

p23Zirve Dizayn Group Yönetim Kurulu Başkanı D. Enes Eğerci ile eczanede küçük bir maliyetle büyük değişim nasıl yaşanır, onu konuştuk

Zirve Dizayn Group’un Yönetim Kurulu Başkanı D.Enes Eğerci, firmalarının orta fiyata yüksek kalitede eczane tasarımı gerçekleştirdiğini söylüyor. Eczanenin iç dizaynı gibi dış görüntüsünün de önem taşıdığını belirten Eğerci, “Eczacı, istemesi durumunda 2,5 metrekarelik bir alanı bile değerlendirebilir. Biz küçük maliyetlerle eczaneleri çok daha kullanışlı hale getiriyoruz” diyor.

Zirve Dizayn’ı ve sektörde yürüttüğünüz çalışmaları anlatırmısınız?

Zirve Dizayn, 1994 yılında kurulmuş bir firma. 2004 yılında eczane alanında e-tabelanın Türkiye genelinde standardının oluşması konulu bir toplantıya Ankara TEB (Türkiye Eczacılar Birliği) tarafından davet edilmemizle birlikte bu alana girdik. Türkiye genelinde 156 firma dahil edilerek “e-tabela”nın AB standartlarına getirilmesiyle ilgili bir çalışma yapıldı. Bu bir yerde acil ilaç arayan hastaların eczaneleri rahat şekilde bulmaları amacına dönük bir çalışmaydı. Biz bu süreçte 2 sene boyunca Ar-Ge çalışması yaptık ve 156 firmanın arasından sıyrılıp kendimizi Türkiye’nin merkezine yazdırmış olduk. Şu anda e-tabelanın bütün hakları bize aittir. Türkiye genelinde e-tabelanın üretimi konusunda % 70’le pazar lideriyiz. Türkiye genelinde, çeşitli fuar ve benzeri organizasyonlarda bunun tanıtımını yaptığımız süreçte pek çok eczacıyla tanışma fırsatı bulduk. Eczacılarımızın istekleri doğrultusunda kendilerine hizmet vermeye başladık. 2004 yılından beri çok sayıda ilaç, kozmetik, OTC firmaları ve depolarla birlikte çalışıyoruz. Şu anda Türkiye’de eczacılık sektörünün büyük çoğunluğu bizi tanıyor.

Eczanelerde Marketing Satış Odaklı çalışmalardan bahseder misiniz?

Şu anda Türkiye’de geçerli olan durum dünya üzerinde de benzer şekilde seyrediyor. Eczanelerimiz sadece ilaç satan, kenarda kalmış, dizaynda ağırlıklı olarak çelik kullanmasıyla insanlarda soğuk bir hava oluşturuyor. Oysaki mobilyanın, ahşabın sıcaklığı insanın içini ısıtıyor. Eczane dizaynında birkaç noktayı beraber değerlendirmek gerekiyor. Eczacılıkta artık İNOVASYON dönemi başladı. İnovasyon farklılaşmak, yenileşmek, dikkat çekmektir.Ancak biz Eczanelerde sadece inovasyonu ön plana çıkarmak istemiyoruz.

‘Biz inovasyonu “AVANGARDE”yle birleştirerek bir ilki gerçekleştiriyoruz.’

Avangarde mimaride herkes kendisinden bir şeyler bulabilir. Örnek vermek gerekirse, ben klasik seviyorumdur, siz modern seviyorsunuzdur. Ben eczaneme çok güzel bir tasarım yaptırsam da siz bundan hoşlanmayabilirsiniz. Dolayısıyla herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir anlayışla hareket edeceğiz. Avangarde mimari, bütün klasik ve modernin karışımından esinlenerek ince detayların öne çıkmasıdır. Başarının sırrı küçük ayrıntılardadır ve “avangard”ın bir anlamda küçük ayrıntılar olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda Türkiye’de 24 bin 400 civarında eczane var. Ancak herkes biliyor ki ilaçta artık kar marjı çok düştü. Bunun için eczanelerimiz OTC’yle ön plana çıkabilir. Biz de yaptığımız çalışmalarla bu grupları çok daha fazla ön plana çıkarabilmelerinin yollarını gösteriyoruz. Eczane uygulamamızda, artık eczane yerine marketten alışveriş yapan hastalarımızı nasıl tekrar eczanemize toplayabileceğimiz sorusu üzerinde yoğunlaşacağız. Büyük bir markette çok güzel dizayn edilmiş alanlar vardır. Kasap reyonu, meyve reyonu, unlu gıda reyonu, soğuklar, sıcaklar ayrı ayrı kategorize edilmiştir. Bizim eczanemizde de bölüm kategorileri olacak. Hasta geldiği zaman hiçbir eczacıya ya da eczacı teknisyenine danışmadan eczanenin içinde gezerek bütün bölüm kategorilerini, ihtiyaçlarını bulabilmesini sağlamaya çalışacağız. Dermokozmetik, Anne-Bebek, Ağız Diş Sağlığı, Sporcu Sağlığı, Cilt bakımı ürünleri, Göz sağlığı, Multivitaminler, fitoterapi ürünler, bitki çayları ve sezon ürünleri gibi ürünlerini hastamız eczanede kendi başına görebilecek. Bunları da dizayn etmek için aslında sanıldığı gibi çok büyük alanlara ihtiyaç yoktur. Türkiye genelinde eczanelerin ortalaması 40-50 metrekaredir. Bugün dünyaca ünlü bir mobilya firması 30-40 metrekare gibi alanlarda ev dizaynının nasıl yapılacağını insanlara gösteriyor. Biz de aynı alanlarda OTC ve ilaç dışı kategorilerin eczanelerde nasıl daha iyi konumlandırabileceklerini göstererek uygulama yapıyoruz.”

Orta segment fiyatla üst kalitede hizmet sunmayı vaat ediyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

Bu bütün eczacılarımızın merak ettikleri bir konu. Türkiye’de, dünyada her ürünün bir fiyat değeri vardır. Bunlara; tv, gazete, dergi reklamları gibi değerler konulduğu zaman fiyatlar 3-4 katına çıkabilmektedir. Söz gelimi son çıkan bir telefonun Türkiye’deki fiyatı 2.500 TL. Amerika’da aynı telefon 200 dolardan satılıyor. Arada 5 kattan fazla bir fark var. Amerika’daki ürün bizimkinden daha mı kalitesiz? Hayır, aynı ürün. Türkiye, eczacılık alanındaki uygulamalarda da maalesef çok başarılı değil. Marka değeri yüksek olan çok fazla firmamız yok. Uzun yıllardır tekelleşme gibi bir süreç yaşanıyor. Geçmişte çok fazla firma bu işe girmeye çalıştı. Ancak hizmet ve kaliteyi fiyatla birlikte eczacıya hitap edecek seviyede sunamadılar. Bu nedenle başarılı sonuçlar alınamadı. Biz ürünü gerçek değeriyle eczacılarımıza sunmayı planlıyoruz. Yani bizimkisi bir yerde 200 dolarlık bir telefonu 200 dolara insanlara sunma benzeri bir çabadır. Avangard mimariyle herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, estetik, hoş, zarif bir mimariyle ince ayrıntılara gireceğiz ve ortaya büyük rakamlar da çıkmayacak. Maliyeti düşürdüğümüz için eczacı da kazanacak. Biz de çok yere hizmet verip, çok tercih edileceğimiz için bir anlamda sürümden kazanacağız. Aynı zamanda eczacılarımızı yormayacak çok uzun vadeli taksitler planlıyoruz. Bunları küçük parçalara ayıracağız ve çok kaliteli ürünlerimizi eczacılarımıza, sanki bir eleman maaşı ödüyormuş gibi olanaklarla sunacağız. Eczacılar, tasarımla beraber elde ettikleri kazançla bizlere olan taksitlerini ödeyecekler. Bunun ince detaylarını ziyarete gittiğimiz eczacılarımızla paylaşacağız.”

Eczacıların OTC’ye yer açmak için eczanelerini komple yenilemek zorunda olmadıklarını söylüyorsunuz. Bununla tam olarak neyi kastediyorsunuz?

“Eczacılarımızın şu anda çok büyük bir kısmı OTC’ye giriş yapmak istiyor; fakat eski, köhne ortamlardan kurtulamıyorlar. Ancak bir yandan da mevcut eczanelerinde bir yer açıp bu işi denemek istiyorlar. Ne var ki bu işin yapılamayacağını düşünüyorlar. Burada bizim öncelikli tavsiyemiz çok şık dizayn edilmiş, dar ve her bölümü ayrı şekilde kategorize edilmiş, 2.5 metre gibi küçük alanlara OTC dolapları yerleştirebilmek. En az 6 ayrı kategori yapabilirler. Vitaminler, Omega 3’ler, fitoterapötik ürünler, bitki çayları, dermokozmetik ürün grupları gibi kategorilerin hepsini eczanelerine yerleştirebilirler. Bu 6 ayrı müstakil dolap görüntüsünü ikiye böldüğü zaman – çünkü dolap yükseklikleri ortalama 2.30, 2.40 cm’dir, dolap uzunluğunu da 40 cm kabul edersek on iki ayrı marka, on iki farklı konuda buraya bölüm açtığınız zaman insanlar ilaçlarını beklerken buraları inceler ve bu inceleme de kesinlikle eczanenin satışlarını artıracaktır. Eczacıda çok küçük bir maliyetle 2.5 metrekarelik bir alanı değerlendirerek küçük bir semtte bu işin gidip gitmeyeceğini kendi gözleriyle görmüş olur. Gidiyorsa aşama aşama bunu artırabilir. Ancak ben, bu bölümlerin gitmeme gibi bir lüksü olacağını düşünmüyorum. Eğer ki böyle bir durum söz konusu olursa yanlış bir yerleşim var demektir. Bu durumda da uzmanlarla görüşerek doğrusu yapılır ve hatadan dönülür.”

Eczacılarımıza neler söylemek istersiniz?

“Eczacılarımıza söyleyeceklerimi bağdaştırmak istediğim bir konu daha var. O da dışdizayn. İç dizaynın yanı sıra dış vitrin konusu da önem taşıyan bir konudur. Eczanenin makyajı, malzemesi dış vitrin yani tabela ve açık hava reklamıdır. Burada tamamen inovasyon devreye giriyor. Bugün devlet hastanesi bölgesine baktığımızda en az 25-30 eczane olduğunu görüyorsunuz. Siz hasta olsanız şöyle bir baktığınızda hangisine gideceksiniz? Tabii ki gözü yormayan, dışarıdan bakıldığında hoş bir görüntü veren, güçlü görünen bir eczaneye gideceksiniz. Semt bölgelerinde bile en az 4-5 eczane var. Biz burada bir anlamda hizmet yarışı veriyoruz. Bugün yoğunluklu olarak eczanelerin bulunduğu bir bölgenin karşısına o bölgenin eczacılarını koysanız ve kendilerine “Sizce hangi eczane göze daha güzel görünüyor?” diye sorsanız büyük çoğunluk kendi eczanesini söylemeyecektir. Hepsi, “Ben arada kaldım, şu eczane çok daha fazla ön plana çıkıyor” diyecektir. Biz de kendilerine “O eczane neden siz olmayasınız?” diyoruz. Bu nedenle de profesyonellerle çalışmak, ürünün gerçek değerini vermek, çok araştırma yapmak gerekir. Ancak merdiven altına girip çok ucuza iş yaptırmak da sadece kayıp oluyor. Bunun için ben; işin ehli, alanında uzman, sektörde deneyimli, eczacının, ürünün gerçek fiyatını ödeyebileceği ve opsiyonlu ödeme tercihleriyle çalışabileceği firmaları öneriyorum.”