Sağlık turizmi tüm dünyada hızla gelişirken hekim ve sağlık personeli kalitesi, dünya standartlarında hizmet veren hastaneler, rekabet edebilir fiyat politikası gibi etkenler Türkiye’nin sağlık turizmi denildiğinde akla gelen ilk ülkelerden biri olmasını sağlıyor.
Sağlık turizmi hem ülkemizde hem de dünyada ivme kazanıyor. Birçok ülke, bu büyük pastadan pay alabilmek için birbiriyle yarışırken, sağlık hizmeti almak için seyahat edecek turistler, hekim ve sağlık personeli kalitesi, hastane özellikleri, ulaşım, konaklama, dil problemi gibi konuları göz önünde bulunduruyor. Türkiye’de faaliyet gösteren birçok sağlık kuruluşu ise hastaların tüm beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmanın ötesine geçerek global çapta lider olma yolunda hızla ilerliyor.
Türkiye’nin sağlık turizmi sektörünü değerlendiren Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) Orta Anadolu Bölge Temsil Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Sağlık Turizmi Komite Başkanı Fedakâr Günsili, “Sağlık turizmi ülkemiz için hem gelir hem de prestij anlamında oldukça değerli bir sektör. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye sağlık turizmi alanında dünyada kaliteli hizmet sunan öncü ülkelerden biri olarak konumlanıyor. Fakat bizim hedefimiz dünyanın en iyisi olmak. Sağlık turizmi alanında ne kadar hızlı gelişim gösterdiğimiz istatistiklerle de kanıtlanıyor. TÜRSAB’ın geçmiş yıllarda yayınladığı rapora göre 2008’de sağlık hizmeti almak için ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı 74 bin ile sınırlı kalmıştı. Uluslararası Sağlık Hizmetleri’nin (USHAŞ) verilerine göre ise 2023’ün ilk 6 aylık döneminde ülkemizi sağlık hizmeti almak için ziyaret eden turist sayısı 746 bine yükselmiş durumda. Bu veriler ışığında rahatlıkla söyleyebiliriz ki 15 yıllık süreçte Türkiye 1 yılda ağırladığı turist sayısının 10 katına 6 aylık süreçte ulaşabilir durumuna geldi” dedi.
“Büyümeyi doğru yönetmek çok önemli”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) Orta Anadolu Bölge Temsil Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Fedakâr Günsili, “Sağlık turizmi sektörünün büyümesiyle birlikte her gün daha fazla hastaya hizmet veriyoruz. Fakat büyümek güzel olduğu kadar doğru yönetilemediğinde meyvesi acıdır. Bu yüzden, sektör paydaşlarımız da bu konuda üzerlerine düşeni yapmalı. Tüm paydaşlar, hizmet verirken ülke imajı önceliklendirilmeli. Aksi takdirde Türkiye, uzun yıllar yalnızca fiyat açısından tercih edilebilir ülke imajıyla tanınır. Halbuki biz, çok daha yüksek sınıf hastalara da hizmet vermek istiyoruz. Sadece fiyat değil kalitemizle de öne çıkmalıyız. Bunun için doğru pazarlama kampanyaları yürütmeliyiz” şeklinde konuştu.
“Merdiven altı klinikler yerel pazarın globaldeki imajına zarar veriyor”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) Orta Anadolu Bölge Temsil Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Fedakâr Günsili “Sektörün yaşadığı en büyük sorunlardan birisi de inşa edilen imajın merdiven altı klinikler sebebiyle bozulması. Sosyal medya reklamları, abartılı ve yalan vaatler ile ikna edilen turistler ülkemize geliyor ve merdiven altı kliniklerden çok ucuz fiyatlarla ‘sözde’ hizmet alıyor. Bunun sonucunda bir sağlık problemi yaşandığında, bu konu turistlerin ülkemize dair bakış açısını olumsuz yönde değiştiriyor. Bu da milyonlarca dolar yatırım yapıp olumlu imaj inşa etmeye çalışan dürüst kişilerin emeklerinin ziyan olmasına yol açıyor” şeklinde konuştu.
Fedakâr Günsili, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hızla büyüyen küresel sağlık pazarında Türkiye pazarın en büyük oyuncularından biri olarak öne çıkıyor. Bize ve tüm sektör paydaşlarına düşen görev ise kalitemizden asla taviz vermeden ivmemizi artırmak. Hekimlerimiz ve sağlık personelimiz zaten dünya standartlarında bir hizmetler sunuyor. Tanıtım ve pazarlama anlamında da bunu yakalayabilirsek uzun vadeli başarının yakalayacağımıza yürekten inanıyorum.”