Non Valvüler Atriyal Fibrilasyon hastalarının yaşam kalitesini inceleyen raporla ilgili Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Ali Oto değerlendirdi
Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Ali Oto, Prof. Dr. Bülent Özin ve arkadaşları tarafından Pfizer- BMS desteğiyle gerçekleştirilen, kısa adı TREQ-AF olan gözlemsel çalışmada, Türkiye’de üçüncü basamak sağlık hizmeti veren 12 kurumda Non-Valvüler Atriyal Fibrilasyon (NVAF) tanısı almış 18 yaş ve üzeri 210 hastanın tedaviye uyumları, tedavi alırken gelişen kanama komplikasyonları ve yaşam kaliteleri belirlendi. Atriyal fibrilasyon (AF), klinik uygulamada en sık görülen, sürekli kardiyak ritim bozukluğudur. AF hastasının en sık şikâyet ettiği belirti çarpıntıdır. AF hastalarında inme, sistemik emboli, konjestif kalp yetersizliği hatta kardiyomiyopati gibi komplikasyonlar görülebildiği gibi ölüm riskinde de artış söz konusudur. İnme riski AF hastalarında sağlıklı kişilere göre 4-5 kat daha fazladır. Görülen tüm inmelerin %15’den fazlası AF’ye bağlıdır ve çok daha ağır seyreder. Bütün bu komplikasyonlar sonrasında yapılacak tedaviler uzun süreli ve yüksek maliyetlidir. Türkiye’de AF görülme sıklığı ile ilgili veriler bulunmamakla birlikte bu konuda en güvenilir değerlendirme TRAF (Türk Atriyal Fibrilasyon Çalışması) tarafından gelmektedir. 2008-2012 yılları arasında yıllık AF görülme sıklığında sürekli artış gözlenmiştir. Diğer toplumlardan farklı olarak ülkemizde AF kadınlarda daha sık görülmektedir. Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Ali Oto araştırma sonuçları hakkında şunları söyledi: “TREQ AF çalışması Türkiye’de atriyal fibrilasyonlu hastaların üçüncü basamak sağlık kurumlarında nasıl değerlendirilip izlendiklerini ortaya koyan bir çalışmadır. Böylece gerçek yaşamda uygulamadan bir kesit fotoğrafı alınmıştır. İnme açısından yüksek riskli hastaların çoğunluğuna oral antikoagülan tedavi verilmiş ve oral antikoagülan (warfarin) alan hastaların yaşam kalitesinde 1 yıl sonunda önemli düşme gözlenmiş; bu düşüş eğer kanama komplikasyonu varsa daha belirgin olmuştur. Hastaların izlemi TTR oranlarına bakılarak ( % 73) başarılı olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte ilginç olarak kanıt olmamasına karşın hala önemli bir gurup hastanın inmenin önlenmesi için antiagregan tedavi aldığı gözlenmiştir. Bütün bu sonuçlar atriyal fibrilasyonlu hastaların değerlendirme ve izleminde güncel kılavuz önerilerinin uygulamaya tam olarak girebilmesi için farkındalık artırma ve bilgilendirme çabalarının yoğunlaştırılarak sürdürülmesi gereğini vurgulamaktadır.”