2000’li yılların başında, tip 2 diyabete bağlı kronik böbrek hastalarına “Nasıl yeni bir çözüm sunabiliriz?” sorusundan yola çıkan Bayer’in tecrübeli global Ar-Ge ekibi, uzun araştırmalar ve birçok faz çalışmaları sonrasında yeni bir tedaviyi ortaya koydu. Tip 2 diyabetle ilişkili kronik böbrek hastalarına umut ışığı olan Bayer’in yeni keşfi Kerendia ile bu hastalarda kronik böbrek hastalığının progresyonunun yavaşlatılması ve kardiyovasküler risklerin azaltılması hedefleniyor. Bu hasta grubunda Kerendia’nın klinik çalışmalarda gösterilmiş olan kardiyovasküler riskleri azaltma ve diyalize doğru giden kronik böbrek hastalığının progresyonunu yavaşlatma etkisi ile de sağlık sistemi ve kamu üzerindeki mali yükün de azaltılmasına destek olmayı amaçlıyoruz. Tip 2 diyabetle ilişkili kronik böbrek hastalarında mevcut durumda kan basıncı ve kan şekerini kontrol eden, aynı zamanda da böbrek hastalığına etki eden ilaçlar kullanılıyor. Kerendia ise, bu hastalığın ilerlemesinde rol oynayan, inflamasyon ve fibrozise neden olarak böbrekler ve kalpte hasara yol açan mekanizma üzerinde etkin rol üstleniyor.
Kerendia’nın sağlık sektöründe önemli bir adım olduğunu belirten Bayer Kerendia Lideri Gökçen Cenan, “Tip 2 diyabet ile ilişkili kronik böbrek hastalığı, tedavi imkanlarının çok kısıtlı olduğu ve elinizdeki bütün imkanlarla mücadele etmeniz gereken çok yönlü bir hastalık. Bu hastalıkla ilgili seçenekler oldukça az olduğundan yeni tedavilere ihtiyaç duyuluyordu. Bayer’in yeni keşfi Kerendia, bu alanda önemli bir ihtiyaca cevap verdi ve tedavi konusunda çok kıymetli bir imkân sağladı. İlk olarak Amerika’da FDA, ardından Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve Türkiye’de onayı almasının ardından, şu anda 64 ülkede lansmanı yapılmış durumda. Kerendia, bilimsel platformlarda son iki yıldır heyecanla beklenen bir üründü. Uluslararası diyabet, nefroloji ve kardiyoloji alanındaki kılavuzlarda yüksek kanıt düzeyleri ile önerilen Kerendia, ülkemizde önce tip 2 diyabet ile ilişkili 3 ve 4. evre kronik böbrek hastalığının tedavisi için, ardından bu yıl başı itibarıyla 1 ve 2. evre hastalar için de endikasyon onayı aldı. Yani artık tip 2 diyabet ile ilişkili kronik böbrek hastalığının farklı evrelerinde bulunan hastaları kapsayacak şekilde ruhsat onayımız bulunuyor. Halen farklı hasta grupları üzerinde çalışmalar devam ediyor” dedi.
Türkiye’de 9 milyon diyabet hastası bulunuyor
Avrupa ülkeleri arasında diyabet sıklığının en yüksek olduğu ülke olan Türkiye’de 2021 verilerine göre 9 milyon diyabet hastası bulunuyor. 2045 yılına kadar bu sayısının 13,4 milyona ulaşması öngörülüyor. Kontrolsüz diyabet zamanla kan şekerinin yükselmesine yol açarak zamanla kalp-damar sistemi, göz, böbrek, sinir sistemi gibi vücudun bütün sistemlerini etkileyen komplikasyonların gelişmesine neden olabiliyor. Tip 2 diyabet hastalarının yüzde 20 ila 40’ı kronik böbrek hastalığı geliştiriyor. Her 5 diyabet hastasından neredeyse 2’sinde kronik böbrek hastalığı gelişebiliyor. Bu nedenle diyabetin erken teşhisi, tedavisi ve komplikasyon takibi hayati önem taşıyor.