Erken teşhiste tedavisi yüzde yüze yakın olan rahim ağzı kanserinin en büyük nedeni HPV virüsü. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide, rahim ağzı kanser riskini önemli oranda azaltan HPV aşısı hakkında; “Birçok kadın HPV aşısı için çok geç kaldığını, aşının sadece çok genç yaşlarda yaptırılabileceğini düşünüyor. HPV aşısı için son bir yaş sınırı yok” diyor.
Bazı bireylerde herhangi bir soruna ve belirtiye yol açmazken bazılarında ise genital siğil oluşumuna neden olan, eğer uzun yıllar tedavi edilmez ise kansere dönüşebilen HPV, son 10 yıldaki epidemiyolojik araştırmalar sonucunda dünya çapında en yaygın ve yaygın cinsel yolla bulaşan enfeksiyon. Oldukça yaygın bir hastalık olmasına rağmen pek çok kişinin HPV olduğunu bilmediğinin altını çizen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide, düzenli olarak Pap Smear ve HPV DNA tarama testlerinin yaptırılması gerektiğini belirtiyor. Cinsel açıdan aktif kadın ve erkeklerin yüzde 80’inden fazlasının 45 yaşına kadar en az bir HPV enfeksiyonu kapacağı tahmin edilmekte. HPV rahim ağzı kanserine neden olabildiği gibi vulva, vajina, anal kansere, hatta orofarenks (ağız, yutak, gırtlak) ve cilt kanserine de sebep olabilmekte.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada her yıl 625.600 kadın ve 69.400 erkeğin HPV ile ilişkili kansere yakalandığı tahmin edilmekte. Rahim ağzı kanseri, 2020 yılında kadınlarda kanser ve kanser nedeniyle ölümlerin dördüncü önde gelen nedeni. Abide; “Rahim ağzı kanseri çok yaygın olsa da birçok önlem ile ileriki yıllarda eredike olması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nun bu konuda çok sıkı çalışmaları mevcut. Bu hedefe ulaşmak için aşılama ve tarama programları çok önemli” diyor. HPV aşısı, rahim ağzı kanser riskini önemli oranda azaltan etkenlerden biri. HPV’ye maruz kalmadan önce aşılama en geniş korumayı sağlıyor. Abide; “Birçok kadın HPV aşısı için çok geç kaldığını, aşının sadece çok genç ya da çocuk yaşlarda yaptırılabileceğini düşünüyor. Aşı, bazı ülkelerde 9 yaş ve üzeri (üst yaş sınırı olmaksızın) kadın, erkek tüm bireylere yapılması önerilirken, bazı ülkelerde de 9-45 yaş arası bireylere önerilmekte. En etkin yaş aralığı ise 26 yaş altı olarak belirtilmekte. HPV ile ilişkili hastalık ve bağışıklık yetersizliği nedeniyle tedavi sonrası nüksetme açısından yüksek risk altında bulan kişilerde yaşa bakmadan aşı önerilmekte” diyor.
Aşının 15 yaşına kadar 2 doz şeklinde, 15 yaş sonrası ise; 0., 2., ve 6. aylar olmak üzere 3 doz şeklinde yapıldığını belirten Abide, yapılan çalışmalarda 27-45 yaş arası aşı yapılan kadınlarda aşının 10 yıldan fazla kalıcı etkinliğinin kanıtlandığını belirtiyor.
HPV VİRÜSÜ KAPMIŞ OLSANIZ DA AŞI İŞE YARAYABİLİR
Tespit edilen 200’den fazla çeşit HPV virüsü bulunuyor, en sık görülen ve düşük riske sahip olan türler HPV 6 ve 11 olarak biliniyor. Bu 200 çeşit HPV virüsünün içerisinde özellikle iki tanesi ise rahim ağzı kanserinin yüzde 70’inden sorumlu tutulmakta; HPV 16 ve 18 virüsleri.
Ülkemizde uygulanan 3 çeşit HPV aşısı bulunmakta; 16, 18 virüslerine karşı koruma sağlayan ikili aşı 6, 11, 16, 18 virüslerine karşı koruma sağlayan dörtlü aşı ve 6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58 virüslerine karşı koruma sağlayan dokuzlu aşı. Kapsamı en geniş olan ve koruyuculuğu yüksek olan dokuzlu aşı en çok tavsiye edilen aşı.
HPV virüsü kapan birçok kişinin aşı konusunda başvuruda bulunduğunu belirten Abide; “Lezyonları tedavi etmekte aşılar faydalı değildir çünkü aşıdaki amaç virüs hücreye girmeden ona müdahale etmektir. Ancak bazı durumlarda aşı koruyucu olur. Örneğin tür 16 pozitif ise, aşı tür 18 virüsüne karşı koruma sağlayabileceği için yapılmasını önermekteyiz. Yani aşının içeriğindeki bir virüsü kapmadıysanız ona karşı aşı sizi korur” diyor.
Aşı ile ilgili çok sık sorulan sorulardan birisinin de yan etki olduğunu belirten Abide; “Aşının şu ana dek kanıtlanmış ciddi bir yan etkisi bulunmamakta. Aşı, herhangi bir canlı virüs veya virüsten gelen DNA içermediğinden kansere veya HPV ile ilişkili diğer hastalıklara neden olmamakta” diyor.