Alerjik nezle (alerjik rinit), diğer adıyla saman nezlesi; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burunda kaşıntı, hapşırma ve göz yaşarması gibi belirtilerin görüldüğü bir hastalıktır.
Alerjik nezle çocukları etkilerken sadece burun akıntısı ve tıkanma ile sınırlı kalmayıp; astım, sinüzit, kulakta sıvı birikmesi, burunda polip yapması, ciltte dermatit ve gözde konjoktivit yapması nedenleri ile daha önemli hale gelmektedir.
Alerjik nezle nedir?
Nezle, günde en az 1 saat devam eden hapşırma, burun akıntısı ve tıkanmasıyla tanımlanan ve burun mukazasının inflamasyonunun (iltihap)olduğu hastalıktır. Alerjik nezle ise burun mukozasının, mevsimsel ya da yıl boyu devam eden toz, polen, hayvan tüyleri gibi alerjenlerin tetiklediği IgE isimli immünglobülinin inflamasyon başlattığı hastalıktır. Bir alerjik reaksiyonun başlaması normalde reaksiyon yapmaması gereken bir alerjenin vücuda girmesiyle başlar. IgE vücuttaki eozinofil ve mast hücresi gibi alerjik reaksiyon veren hücreleri ve sitokin ve kemokin gibi maddeleri tetikleyerek burun mukozasında bir inflamasyon yani bir yangı reaksiyonu oluşturur. Sonrasında da hastanın yakınmaları başlar.
Alerjik nezlede erken teşhis çok önemlidir.
Allerjik rinit ile ilgili esas problem sorunun zamanında önemsenip tedavisinin başlanmamasıdır. Hastalığın semptomları, yol açtığı sorunlar, hastalar, yakınları ve hatta sağlık çalışanları açısından dikkate alınmayabilmektedir. Tedavi eksik ya da yarım kalmakta, tamamen geçmeyen bulgularda çocukların ev ve okul hayatını, sosyal ve akademik başarısını engellemektedir.
Alerjik nezle çocuklarda en sık karşılaşılan kronik bir hastalıktır.
Günlük yaşam; uyuklama, yorgunluk, günlük aktivitelerin kısıtlanması, okulda üretkenliğin azalması, öğrenmenin bozulması, sürekli ilaç kullanımının verdiği eksiklik/eziklik duygularıyla olumsuz etkilenmektedir. Çocuklarda en sık rastlanan kronik hastalıktır. Hem fiziksel hem mental sağlık durumunu birlikte etkiler.
Alerjik nezlenin belirtileri nelerdir?
Alerjik nezlenin esas belirtileri hapşırık, burunda akıntı ve tıkanma ve burunda kaşıntı hissidir. Bunların yanında, yorgunluk, boğazda kaşıntı, geniz akıntısı, gözlerde kızarma ve yaşarma, koku alamama, öksürük, iştahsızlık ve burun kanamaları da görülebilir. Mevsimsel ve yıllık, sürekli devam eden olarak ikiye ayrılır. Bir diğer sınıflandırmada da hafif ve şiddetli olarak ikiye ayrılır. Mevsimsel olanlarda ağaç, ot, çayır polenleri, küf mantarları sebep olur. Genelde bu tür polenlerin sık görüldüğü bahar mevsimlerinde yoğundur. Hapşırık ve burun akıntısı belirgindir. Sürekli devam eden perenial denen tip ise yıl boyu hastalık şiddetinde değişiklik göstermez. En sık ev tozuna bağlıdır. Burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı ön planladır. Alerjik nezlenin çocukları etkilerken asıl sıkıntısı sadece burun akıntısı ve tıkanma ile sınırlı kalmayıp astım, sinüzit, kulakta sıvı birikmesi, burunda polip yapması, ciltte dermatit, ve gözde konjoktivit yapmasıdır. Bu hastalıklarla birlikte uyku bozukluğu, öğrenme geriliği, dikkat eksikliği, hayat kalitesinde düşme, ağız solunumuna bağlı diş rahatsızlıkları ortaya çıkar. Hastalık genellikle 2 yaşından sonra ortaya çıkar. Alerjik çocukların genellikle burun tıkanıklığına bağlı gözaltları kızarık, ağız solunumuna bağlı sürekli ağızları açıktır. Sürekli burun çekerler ve elleriyle burunlarını silerler.
Tanı nasıl konur?
Tanı için önce burun, kulak ve ağız, boğaz bölgesi dikkatli bir şekilde muayene edilir ve hastanın hikayesi dinlenir. Gerekli durumda ciltte ve kanda bakılan alerji testleri, kanda IgE ölçümü, solunum testleri, görüntüleme tetkikleri gibi incelemeler uygulanır. Alerjik rinit ile karışabilen başka hastalıkları da atlamamak için dikkate alınmalı ve iyi araştırılmalıdır.
Tedavi nasıl planlanır?
Alerjik nezlenin tedavisinde ilk uygulanacak yöntem alerjenden uzak durma ve korunmadır. Çocuklar ev tozundan, polenlerden, küften, varsa alerji yapan hayvanlardan, alerjiyi tetikleyen gıdalardan, sigara dumanı gibi kirli havadan korunmalıdır. İkinci yöntem saptanabilen bir alerjen varsa ve koşulları uygunsa aşı tedavisi yani immünoterapidir. Bununla birlikte ilaç tedavisi de uygulanır. En sık kullanılan ilaçlar antihistaminik ve dekonjestan dediğimiz şuruplar, topikal steroid denen kortizonlu burun damlaları, antilökotrien denen tedaviye son yıllarda katılmış olan ilaçlardır. Tedavide son olarak dikkat edilmesi gereken nokta da alerjik çocukların tüm yıl ve özellikle hastalıklarının şiddetlendiği dönemde takiplerinin yapılmasıdır. Bu sayede hastalık şiddetlenip komplikasyon yapmadan önü alınabilir ve çocuğun yaşam kalitesi ve akademik başarısının korunması sağlanır.