Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, bu teknolojinin hem tanı koymada hem de tedavi sürecini izlemekte büyük avantajlar sunduğunu ve koruyucu sağlıkta da devrim niteliğinde olduğunu belirtiyor.
Düz EEG’den üç boyutlu beyin analizine geçiş
Klasik saçlı deri EEG’siyle yalnızca yüzeydeki elektriksel aktivite ölçülürken, üç boyutlu beyin haritalama yöntemiyle artık beynin iç bölgelerine ait işlevsel veriler de analiz edilebiliyor.
Prof. Dr. Tarlacı bu süreci şöyle özetliyor:
“Beyin yüzeyinden alınan elektriksel sinyaller, artık milimetrik hassasiyetle işlenerek beynin derinliklerine kadar izlenebiliyor. Bu, düz bir röntgen filmi yerine ayrıntılı bir MR değil; beynin işleyiş haritasına geçmek gibi.”
Bu yöntem sayesinde, beyindeki sessiz ama kritik bölgelerdeki işlev bozuklukları da tespit edilebiliyor. Üstelik yalnızca mevcut şikâyetlere değil, henüz ortaya çıkmamış sorunlara dair uyarılar da alınabiliyor.
Beyin eğitimi ve kişiselleştirilmiş yaklaşım
Gelişmiş beyin haritaları sayesinde artık tedavi, yalnızca dışa yansıyan belirtilere göre değil, doğrudan beyin aktivitesine göre şekillendiriliyor. Prof. Dr. Tarlacı, bu teknolojinin en çarpıcı yönlerinden birini şöyle açıklıyor:
“Kimi zaman hasta kendini kötü hisseder ama klasik testlerde bir sorun çıkmaz. İşte bu teknoloji sayesinde görünmeyen sorunlar görünür hale geliyor. Beynin hangi bölgesi desteğe ihtiyaç duyuyorsa onu hedef alıyoruz.”
Bu yaklaşım, özellikle ilaç tedavisine dirençli hastalar için önemli. Beyin eğitimi (neurofeedback) gibi ilaçsız yöntemlerle destekleyici tedavi sunulabiliyor. Böylece hem yan etkiler azalıyor hem de tedavi süreci daha güvenli bir zemine oturuyor.
Hangi hastalıklarda kullanılıyor?
Prof. Dr. Tarlacı’ya göre bu yöntem hem nörolojik hem de psikiyatrik birçok durumda etkili. İşte başlıca kullanım alanları:
-Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
-Depresyon ve anksiyete bozuklukları
-Epilepsi
-Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
-Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
-Alzheimer ve hafıza sorunları
-Beyin travmaları sonrası rehabilitasyon
Ayrıca tedavi öncesi ve sonrası beyin haritaları karşılaştırılarak iyileşme düzeyi net biçimde izlenebiliyor.
Koruyucu sağlıkta da devrim niteliğinde
Bu teknolojinin yalnızca tedavi değil, önleyici sağlık açısından da büyük bir potansiyel taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Tarlacı, “Henüz herhangi bir belirti başlamadan önce bile beyin işleyişinde ortaya çıkan düzensizlikleri fark edebiliyoruz. Bu da erken müdahaleye olanak tanıyor” diyor.
Beyin haritasına dayalı tedavi planları sayesinde hekim hangi bölgenin nasıl çalıştığını görebiliyor. Böylece sadece ilaç değil, gerekliyse beyin eğitimi, yaşam tarzı düzenlemeleri veya stres yönetimi gibi kişiye özel adımlar atılabiliyor.
Beyin artık sadece incelenen değil, bize rehberlik eden bir yapı
Üç boyutlu beyin haritalama teknolojisi, zihinsel ve nörolojik hastalıklarda bireyselleştirilmiş yaklaşımın önünü açıyor. Görüntü değil, işleyişe odaklanan bu yöntem sayesinde beyin, artık yalnızca analiz edilen bir organ değil; bize, ne olduğunu ve neye ihtiyaç duyduğunu anlatan bir rehber haline geliyor.
“Artık elimizde daha net bir harita, daha sağlam bir pusula var,” diyen Prof. Dr. Tarlacı’nın da vurguladığı gibi, tıpta yeni dönem başladı; beyin konuşuyor, hekimler dinliyor.