Türkiye’de her yıl yaklaşık 15 bin bebek Kalp hastalığı ile dünyaya geliyor
Dünyada her yıl 1 milyon, ülkemizde de 13-15 bin bebek doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Kimi zaman bebek doğar doğmaz müdahale edilmesi gereken kimi zaman da yetişkin yaşlara kadar belirti vermeyen farklı türlerdeki kalp hastalıklarının erken teşhisi çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Çocuk Kalp Damar Cerrahisi ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi KVC Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu,kalp hastalığıyla dünyaya gelen minik bebeklerin tanı ve tedavileriyle ilgili bilgi veriyor.
200’den fazla doğumsal kalp hastalığı var!
Doğumsal kalp hastalıklarının birçok nedeni olabiliyor; kalbin odacıkları arasındaki delikler, kalp kapakçıkları arasındaki darlık ve yetersizlikler, karıncık ve kulakçıkların gelişim bozuklukları bunlardan sadece bir kısmı. 200’den fazla çeşit doğumsal kalp hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde her 10 çocuktan 9’unun tedavi edilebileceğini ve sağlıklı bir hayat sürebileceğini belirtiyor.
Anne karnında 16. haftadan itibaren tespit edilebiliyor
Doğumsal kalp hastalıklarının çoğunun teşhisinde, anne karnındaki bebeğin kalbi fetal ekokardiyografi ile 16. haftadan itibaren görülebiliyor. Bu incelemede kalp ve damarlarla ilgili bozukluklar tespit edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığı tespit edilen bebeklerin çoğunda kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç duyulduğunu belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu; “Bu nedenle risk grubu içindeki annelerin hamilelik sırasında fetal ekokardiyografi ile incelenmesi büyük önem taşır. Bazı hastalarda kalp ve damarlardaki basınç ve akımları ölçmek için kateter ve anjiografi gerekebiliyor. Ayrıca bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans tetkikleri ile; kalp ve akciğer anatomisi, dolaşımı ve damarsal anomalileri tespit etmek mümkün olabiliyor. Bunlara ek olarak elektrokardiyografi ve efor testiyle de gerekli bazı ilave bilgiler elde edilebiliyor” diyor.
Ameliyatsız tedaviler de uygulanabiliyor
Hastaların çok büyük bir kısmı kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç gösteriyor. Akciğer – kalp makinasının kullanıldığı açık kalp ameliyatlarında, kalbin ve akciğerlerin işlevi geçici bir süre akciğer – kalp makinesi tarafından sürdürülüyor. Bu esnada kalp durdurularak kalp ve damarlardaki tamirler yapılıyor. Bazı kapalı kalp ameliyatlarında akciğer – kalp makinesine ihtiyaç duyulmadan da tamir gerçekleştirilebiliyor. Belirli bazı anomalilerde göğsün yan tarafından yapılan küçük kesilerle (minimal invaziv) kalbe ulaşılarak ameliyat yapılabiliyor. Bu tür ameliyatlarda hastanede yatış ve iyileşme süresi çok daha kısa oluyor. Bazı durumlarda “girişimsel prosedür” denilen yöntemlerle kateter yolu ile ameliyatsız tedavilerin de uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu; “Kalpteki bazı delikler bu yolla kapatılabiliyor, kapak ve damarlardaki darlıklar genişletilebiliyor, bazı damar açıklıkları ve anormal damar tıkanabiliyor ve bazen suni kapaklar yerleştirilebiliyor. Ameliyat ve tedavilerin başarıyla sonuçlanması; çocuk kardiyolojisi, kalp cerrahisi, çocuk hastalıkları ve yenidoğan doktorlarının ile sağlık ekiplerinin bir arada çalışması ile mümkün oluyor” diyor.
İlk 1 ay içinde yapılacak tedaviler hayat kurtarıyor
Doğumsal kalp hastalığı ile doğan her 3 bebekten biri doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde ciddi belirtiler gösteriyor. Bu bebeklerin acil ameliyata alınması gerekebiliyor. Bu nedenle ilk 1 ay içerisindeki yapılacak ameliyat ve tedaviler hayat kurtarıyor.
Bu belirtilere dikkat!
- Bebeğin ağız içi, dudakları ve tırnaklarında morluk
- Çok sık soluk alıp verme ve nefes alıp verirken kaburgalarda çekilme görülmesi
- Meme emmek istememe ya da emerken çabuk yorulma
- İştahsızlık ve kilo almada zorluk, çabuk yorulma
- Sık sık solunum yolu hastalığı geçirme
#kalphastalığı #kalp #hastalık #doğumsalkalphastalığı #bebek #doğumsal #dünya