Skolyoz adı verilen omurga eğriliği çoğunlukla ergenlik çağında, genç kızlarda erkek çocuklarına göre sekiz kat daha fazla görülüyor
Skolyoz, düz haldeki omurganın sırt ve bel bölgesinde, sağa ve sola doğru olan eğriliğe verilen isimdir. Bu eğriliğe tek başına ya da kamburluk diye bilinen ve öne doğru eğilmeye sebebiyet veren ‘kifoz’ ile birlikte rastlanabilir. Sağ ve sol eğriliğe ek olarak omurga aynı zamanda kendi etrafında da dönebilir. Emsey Hospital’dan Ortopedi, Skolyoz ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Şevki Erdem, skolyoz ile ilgili tüm merak edilenleri anlatıyor.
Sebebi genetik midir?
Skolyoz doğuştan olabildiği gibi, doğumdan sonraki gelişim sürecinde ya da ergenlik döneminde de sebebi bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabiliyor. Ergenlik çağındaki skolyoz genellikle kız çocuklarında, sık olarak belde ve sırtta görülür ancak sebebi tam olarak belli değildir. Bu rahatsızlığın genetik olduğuna dair hiçbir açıklayıcı bulguya rastlanmamıştır. Yine bazı spor dalları için “Skolyoz
anlamında risk faktörü taşıyor” denilse de, bu tezin aksini savunan tıbbi makalelerin sayısı daha fazla.
Kısaca, skolyozun belli bir sebebi yok diyebiliriz.
Kimler risk altında?
Türkiye’de iki buçuk milyon skolyoz hastası var. Hastalığın görülme sıklığı ise yüzde bir ve üç arasında. Bu oran sadece ağır vakaları kapsıyor. Skolyoz Araştırma Topluluğu’na göre, her 10 buluğ çağındaki insandan biri aslında herhangi bir derecede skolyoza sahip. Hastalık çoğunlukla ergenlik çağında ve daha çok kız çocuklarında görülüyor.
Skolyozun tedavisi, hastalığın tespit edildiği andaki derecesine göre belirleniyor. Üç tedavi şekli var; Gözlem, korse tedavisi ve cerrahi süreçlerinden herhangi birinin uygulanması. Büyümesini tamamlamış olan çocuklarda, eğrilik sırtta 45, belde 35 dereceyi aşmadıkça cerrahi müdahaleye gerek duyulmuyor. Sadece skolyoz korsesi kullanmak yeterli oluyor. Bu yüzden ailelerin bu rahatsızlık konusunda bilinçlenmesi çok önemli.
Ameliyat riskli mi?
Büyüme çağında veya genç hastalarda, arkadan yapılacak tek seanslı bir skolyoz ameliyatının riski oldukça düşüktür. Ancak her operasyonda olduğu gibi, ameliyatın ehil ellerle yapılması gerekir. Uzmanlaşmış ellerde ve nöromonitorizasyon (ince sinirlerin ekrandan görüntülenebilmesi) sayesinde, ameliyat olacak hastaların korkulu rüyası olan felç riski artık ortadan kalktı.